Çocuklu Erkekler: Eğlen At!

çok saygı değer Hergele'nin de gazıyla bugünkü nağmemiz çocuklu erkekler. şimdi ben burda size ne desem yalan olur, engin deneyimlerim çok fazla çocuklu erkeği kapsamıyor, ama şuanki nağmem çocuklu ve bekar bir adam olduğu için ister istemez kafamda bu dönüyor.

zaten görünüş itibariyle zıpır görünen bir adamın, çocuğunun olması ilk şok etkisini yaratıyor üzerimde. tabiiki boşanmış olduğundan emin oluyorum. genel olarak edepsiz olan yapım, evli erkekler konusunda son derece katı. her neyse, çevremdekileri saymazsak iki tane çocuklu erkekle münasebetim oldu. biri son derece alkolünde, işinde, iki haftada bir kızını görebilirse görme, varolan ilişkisini de türlü boynuzlarla sürdürme derdindeydi. yani bununla -çocuklu çocuksuz- bir cacık olmazdı. zaten olmadı da bir yandan pohpohlarken bir yandan da en yakın arkadaşıma ilan-ı aşkta bulundu hırt. avcunu yaladığını söylememe gerek yok sanırım.

buaralar gündemdeki çocuklu ise, pek şeker. yeme de yanında yat kıvamında. oğluna aşık, ailesine -kendi ailesine, anneyi karışıtırıp benim asabımı bozmayın!-aşık, işinde gece gündüz tanımayan bir adam. esasen bu çocuğuna aşık babalar içimizdeki anaç kadına dokunuyor biraz. dünyaya üreyin diye gönderildiysek, bu adamları görünce ay evet bundan daha çok üremeliyim. minik veletler yapalım şeklinde bir his uyanabiliyor. bende uyanmadı henüz, daha uzun sürede uyanmaz sanırım.

ama adam çekici geliyor insanın gözüne. oğlundan bahsederken gözleri parlıyor, elinde olan her şeyini ona vermek istiyor, çocuğun berberden, dondurma yiyişine kadar her şey fotoğraflarla belgelenmiş. velette küçük zaten o da insanın içindeki abidik gubudik duyguları ortaya çıkarıyor.

işinde başarılı erkeğin önlenemez seksapeline ayrıca değineceğim. o, bu yazıda olmamalı.

sonuç itibariyle ilgili babalar, kadınlarda özellikle ister istemez bir'' ah benimde babam böyle/böyle olsa'' diyen nöronları hareketlendiriyor. ilk aşkımız babamız zaten ona ne şüphe. bende ekstradan onun müzik zevkine sahip, o şekilde zıpır bir adam buldum mu zaten karşı koyamıyorum.

neyse üst taraftakilerin anafikrini kaptınız herhalde. ilgili babalar çekicidir.

UZAKTAN öyle canım! uzaktan! sorun şu ki, çocuğuna aşık babalar bana göre çok takdir edilesi adamlar. ayrıca çekiciler. ama yakınına yaklaştığınızda hiç zamanı olmayan adamlar. çünkü ya işinde, ya ailesinde, ya çocuğunda. benimki mesela hafta 4 gün çocuğunda.2 gün ailesinde hastalık problemleri nedeniyle. 1 günde arkadaşlarına destek köşesi kıvamında hizmet veriyor.

esasen bunların hepsi süper şeyler. takdire şayan-da sana yer yok! bana yok yani. 20dklık görüşmeler, sabah akşam telefonları. A-aa liseye döndüm bir anda. aklımda seks var ama yapamıyorum arkadaş. daha fenası olabilir mi?! adam yok ki kimle ne edeyim!?

kendisinin de açık yüreklilikle ifade ettiği gibi, ya ben kendisine siktir git orospu çocuğu *kendi sözleri* diyeceğim ya da o bana artık olmuyor diyecek. aradaki 11 yaşı hesaba katmıyorum bile. ben katmıyorum zaten, kendi kendime, yoksa kendisinde bir sıkıntı seziyorum bu yaş mevzuunda.

çocuklu erkekler bazen geriye dönük anılardan bazen ileri dönük planlardan dolayı çok çekici gelebiliyor. ama ben bile bir erkeğin hayatının merkezi olmak istemiyorum diyen nağmeci 5. planda da olmayayım arkadaş çüş ebesinin damı ya!

kendisini baştan çıkarıyorum, kıvraklığımı kullanıyorum ama yok yani adamın içi gitse de zamanı yok! ikimizin evinin arası 5 dk ondan bile hayır gelmiyor. aynı şehir aynı mahallede neredeyse LDR yaşıyorum.

çocuklu erkekler, çapkın ama boş erkeklerle aynı küme de yer alıyor sanırım. inceldiği yerden kopsun kümesi. geleceğinin olmadığını biliyorsun, ama o an onunla eğlenmek inanılmaz bir zevk veriyor.

eğer bu yüzyıl içinde tekrar yatay konuma gelmeyi başarırsak hatırladığım kadar iyi olup olmadığına bakıcam. 11 yaş gencimde olmayınca, unutuluyor, bana da yazık!

hadi hep beraber aforizma sıçıyoruz!

şiddetle desteklediğim Bana Koymaz'da süper bir yazı vardı yine. son dönem yeni nağmem olan çocuklu erkekler üzerine olacaktı. (-evli değil tabii- sevmiyoruz evlilerle cinsi münasebetleri.)

ister istemez uçsuz, bucaksız, arsız, daldan dala konmakta bir sakınca görmeyen küçük beynim beni orospu ruhlu erkeklere yönlendirdi.

ecnebiler bunlara man-whore diyerek bizi kurtarmış esasen bu uzun tamlamadan. batının ahlaksızlığını aldık ne de olsa sadece.

yüzyıllar öncesinden aforizma sıçan ve sıçtığı her şeye bittiğim sevgili oscar wilde -sevgili tabii ne sandın!- şöyle bir laf etmiş: ''men always want to be a woman's first love- women like to be a mans last romance.''
 yani diyor ki erkek kısmısı hep kadınların ilk aşkı, kadınlar da erkeklerin son aşkı olmak istiyor. şimdi burdaki naif aşk kelimesine tutulmayın. konumuz o değil.

cins-i latiflerin var böyle bir takıntısı yalan değil. kadınların efendi yerine piç adam tercihi de burdan geliyor zaten. içimizde bitmek bilmeyen bir uslandırmalıyım komutu var. switch off yapamıyoruz.
çünkü o sadece size değil, bize de zafer.

''bu herifin elinden bir uçan bir kaçan kurtulurdu, hatun naptıysa adam etti!'' var böyle şeyler. orda kadının tipi incelenir, çirkin denir, koca götlü denir, denir oğlu denir. ama o TAŞ devrinin nadide parçası adam nasıl ilkel -skorer- kabileden çıkarılır belli değildir. genelde bağlanan nokta kesin acaip numaraları var yataktadır. bu da kadın milletinin birbirini çekememesinden kaynaklanır zaten.

sonuçta kadınlarda var bir marangozluk ruhu, sizi gördüğünüzde beğenen, tapan kadın, önce saçınızda sakalanızda sonra her şeyinizde iz bırakmaya başlar. o da bir bu benim işareti olsa gerek

ama erkeklerde anlamlandıramadığım ya da fazla iyi anladığım başka bir mevzu var.

çok afedersiniz de amme hizmeti gibi ona buna çakma yaraşına giren adamı ben aliim nereme sokiim? sen zaten kamusal alanmışçasına bamya çükünü herkesle paylaşıyorsun. eee ne özelliğimiz kaldı? olmuşsun bir man-whore.

sen benim ilk aşkım olsan nolur be adam!

bu skorer adamlarla ilgili en iyi bildiğimiz, şaşmayan motto şudur: aldığın mal ne ise bıraktığın mal da o olacaktır.
adamın ruhu sefilse hep sefil. sen iki alladın pulladın diye asilzade olamıyor.

tabii yine de içimizde bir umut ışığı bırakmak istercesine, 1500 kere bölünen ve bir sike yaramayan bu yazıyı şu şekilde bağlayalım. ecnebilerden geliyor yine:

one woman's trash is another woman's treasure!

beni takip eden canlara bir not: konu sıkıntısındayım gençler, konum/anım çok ama hepsi böyle peşi sıra birbirine takılıp ortalığı hallaç pamuğuna çeviriyor. bi el atın a dostlar!


paylaştıkça güzelleşiyorum

Bookmark and Share