Animatör ve Aldatmaya Göz Kırpma

Aklımda yılların eskitemediği kan bağsız kardeşimin bağımlılık sorunu vardı ama son dakika gollerinden biriyle yine yeniden aldatmaya dönmek istedim. bu sefer aldatan değilim umuyorum bir sonra ki gelecek adamda bu huyumdan da kurtulmuş olacağım. zira hırsızlar hırsızları iyi tanır misali geçenlerde vuku bulmuş başka bir olaya değinmek istiyorum.
-biraz daha kassam TRT ye spiker diye girerim bir yazımada da -katil zanlısı- dedim mi cv'imi göndericem-

yıllar önce bu abiyle -ki kendisine animatör diyelim- ( aslında animasyonla uğraşıyor ama zevzek arkadaşlarımdan biri kendisine animatör lakabını uygun gördü)bir fuarda tanışmıştık o gün bugündür özünde arkadaşız. 3 yıl önce bir doğumgünü vesilesiyle ufak bir kaçamağımız olmuştu. ikimizde bekarız, güzel içiyoruz, anlaşıyoruz falan ama o noktada kalmıştı.

hani bazı insanlar vardır, süper anlaşırsınız, yatakta da iyisinizdir ama ilişki için sevgili demek için bir şeylerde eksiktir. heh işte o insanlar bizdik.
her neyse, geri kalan 3 yılda süper geyiklerimiz, ara sıra kahve içmelerimizle politik ilişkilerimizi devam ettirdik. ne zamanki kendi yurtdışına taşınmaya karar verdi işte o gün bir tavşan halini aldık. medeni insan görünüşümüz gitti tuhaf bir şey geldi yerine. yine öyle duvardan duvara değiliz ama kendisine 'biz niye bıraktık bu işi böyle ot gibi olduk.' sorularını sorar buldum kendimi. sonradan düştü ikimizinde sevgilisi vardı diye.

gerçi kendisinin yeni bir sevgilisi var. gavuristan'a beraber yerleşeceği. neyse konu bu değil alakasız uzattım yine. konu şu bu abiyle 'yine mükemmeldi' anlarımızın hemen sonrasında sevdiceği aradı. mutlu mesut etsin o ayrı.

ufak bir shhh işareti sonrasında ben sigara içtim o içerde muhabbetini yaptı. totalde baktığımızda kimse yara almadı. aldatmak mı e sonuna kadar, haklı çıkardığım bir nokta yok aslında.

sigara içtiğim anlarda düşündüm bi kendi kendime, sonradan çözdüm niye bütün eski erkek arkadaşlarım bana öküz diyor, niye kıskanmıyorsun diyor.

neden uğraşayım ki, al işte adamın ilişkisi var hatunu seviyor ama benimle o anda, kızın haberi yok. yapacak bir şey var mı, yok! bende zamanında pek çok kez boynuz yemiş biri olarak artık saldım çayıra.

özellikle kadın milletinde bu gözün dışarda olması daha bi fazla aslında. erkekler daha bi tabir-i caizse sik sok peşinde. kadınlarda daha iyisi de vardır lan bunun modu var. ''kesin bunun bir üst modeli vardır.'' mottosuyla algılar sonsuz açık. şuan bile yanındakiyle evlenebilecek, ama daha iyisini buldu mu gözünün de yaşına bakmayacak 1 milyon hatun kişi bulabilirim.

aslında özet geçip duruma bakarsak, hepimiz o an için yanındayız sevdiceklerin bir nedenden dolayı, daha iyi bir nedenle değiştirilene kadar. kimi tabii sıkılıyor nereye kadar daha iyi model deyip evleniyor, kimi uğraşmıyor evlilik işleriyle, kimi de görünmez baskıdan razı oluyor elindeki modele. yapacak bir şey yok.

şimdi soruyorsunuz ya bana neden kıskanmıyorsun diye -tam da bu nedenlerden dolayı-kıskanmıyorum. adamın beynini yiyip o an'ın içine sıçacağıma koyveririm gider. ister benimle olur ister başkasıyla, başının etini yiyince, telefonlarını kurcalayınca, baskın basanındır yapınca değişiyor mu bu gerçek?! hayır.

so what!

Magic Fingers: Bir Efsane Burda Biter

23.8.10 yazar D.M 0 bence..
Öyle bir ruh halindeyim ki bu aralar ''bok yeme oturla, kalk gidelim'' ikilisi ruhuma ilişmiş, iliğimi kemiğimi ve çevremdeki herkesi sömürür modda. haliyle ne yazasım ne okuyasım gelmiyordu buaralar.

ama birkaç konu biriktiriyordum. boş durmadı bu bünye elbet, yedi, içti, yattı, yatanları dinledi, bir nevi güzin abla oldu -sadece onun daha edepsizi-!

geçen pazartesi 'magic fingers' lakabını hakkıyla kazanmış ve o lakabı sonuna kadar çarçur etmeyi kendine görev bilmiş eski erkek arkadaşımlaydım. kendisinin son zamanlarda ki performans düşüklüğünü, yurtdışında bir festivalde kuru sulu ne varsa suyunu çıkarmasına bağlıyordum ya da yılların yorgunluğuna ya da hiç olmadı hep alkollü gecelerimizin sonuna. lakin bu sefer çileden çıkarttı beni.

son dönemlerdeki 'e ben nolcam?' soruma verdiği vurdumduymaz 'sonuçta zevk aldın!' cevabının bile ötesine bir rezaletle beni başbaşa bırakıp fuckbuddy, ex sevgili vs ne derseniz tanımına bambaşka bir boyut getirdi.

gocunmadığım ve hatta bazı insanlara uygulamayı sevdiğim en önemli kozum ve gaza getirici unsurum olan oral seks sırasında boşalıp, üstüne bir de sigara içerken boxerını giyip yaa festivalde bilmem neydi şöyle içtik böyle içtik diye anlatınca ben delirdim. utanmasam 'sen istyor duj vercek 50 dolâr daha!' dicektim.

arkadaşlar gençler yapmayın, etmeyin gözünüzü seveyim. ortada bir güzellik var karşılıklı bir zevk var, hep bana hep bana olmaz ki!

kendisinden istediğim atla deve değil,güzelim pazartesimin içine sıçmayıp, beni yarı yolda bırakmaması. hadi bıraktı gerisini bende hallederim de oraya kadar bile getirmedin be yavrum. köprüyü geçemedik bile. bir değil iki değil bu nasıl iş?!

el insaf 32 yaşına gelmişsin ben mi öğreticem sana bazı şeyleri? kendisine sormak istiyorum bazı bazı. bebeim sen böyle hayvan değildin neler oluyor bize, neler oluyor gülüm?!


bu kaydın; seks sonrası sarılıp yatmaktan nefret eden bir hatun kişi tarafından yazıldığı düşünülürse, işimiz gücümüz romantizm değil yavru kuş. daha dünyevi, daha maddi bir şeyden bahsediyorum.

Teflon Tava Özelliği

Bir süredir yazamıyordum. Gecenin bir körü aklıma bir - iki konu geliyor, sabah işe yetişeceğim diye ağzım yüzüm dağılıyor e tabii o sırada blog kimin aklına geliyor.

Her neyse bu sefer unutmadım. geçen haftalarda alakasız birisiyle beraberdim, bütün hafta güldük ettik, eğlendik, devamlı konuştuk, devamı geldi, gayette eğlenceliydi ve lakin bu durumların sonrası çok kıl oluyor.

mesaide her sıkıldığım anda adamla konuşabiliyorken, yattıktan sonra toz oldu ortadan. şimdi dersiniz aman öyle deil midir hepsi, taktik hani nerde falan filan. ben taktik insanı değilim, bilirim ama uygulayacak kadar kasamam bile kendimi. istiyorsam ararım, istiyorsam yatarım, istiyorsam da basar giderim, net. - hani alkış?!-

ama bütün bunların devamında şöyle bir hissiyat da oluşuyor bende. adamla yattım, iyi güzel, aramak istiyorum, sıkılınca yine aynı şekilde dürtmek istiyorum AMA yapamıyorum neden? çünkü 'kız yapıştı bana' imajı olmasın diye.

yeni tanışılan biriyle beraber olmanın en pis tarafı bu. yakın bir arkadaşım tarafından bana yapılan yakıştırma olan 'teflon tava' özelliğimi karşı taraf bilmiyor zira.
normal şartlarda beni iyi tanıyan biri ona mesaj attığımda cidden sıkıldığımı vs bilir. amaç bir şeyler talep etmek değildir, kesindir. ama bu durum harbi can sıkıcı.

belki orgazmlarım tavan yaptı tekrar istiyorum, belki başım dertte aklıma geldin aradım, belki bir tek senin bilebilecein bir şey sorucam, kime bu havaların arkadaş? çükün de altından değil netice de bu kadar, bulunmaz, ulaşılamaz olduran ne senin ben anlamıyorum ki?

tabii siz erkekleri de anlıyorum bu noktada, beraber olduğunuz kızın sonrasındaki baskısı, ilgisi hatta sanırım doğru kelime beklentisi sizi ister istemez tümevardırıyor. sanıyorsunu ki herkes sizi kafalama peşinde, ama değil.

yağlanmayan, yapışmayan bünyelerde mevcut sakin olun ve elinizdeki o silahı yavaşça yere bırakın.

paylaştıkça güzelleşiyorum

Bookmark and Share